Thursday, February 24, 2011

Ukrayna bize hep ters.

Ukrayna'nin sadece kizlari biz Turklere hos geliyor. Hele hele de futbolculari ve takimlari bize toptan ters geliyor. Sheva'nin Fener'e ve Milli Takim'a attigi golleri unutmak uzereyken Besiktas'in 1 haftada yedigi toplam 8 gol akillardan cikmayacak gibi. 2010-11 sezonunda herhalde yaptigi transferlerle adindan daha cok bahsettiren bir takim yoktur ama Q7 ve cetesi bu iki mac ile Turkiye'ye neden geldiklerini bir kez daha kanitlamis oldular.

Friday, March 19, 2010

Avrupa'da Ceyrek Final Tahminleri

Uzun zamandir bir yazi yazamadik.. Burdan sayin Paksoy'a da blogu artik daha etkin bir portal haline donusturme yolunda adim atmasi icin seslenmek istiyorum.. Bu entryde ceyrek final eslesmelerindeki muhtemel sonuclari inceledik.

Evet, Avrupa kupalarinda takimlarimiz bir sezonu daha artik klasiklesen trajik sonlarla kapadi. Ozellikle Europa Cup taki ceyrek final eslesmelerine baktigimizda, Galatasaray ve Fenerbahce'nin biraz daha akilli oynamis olsalardi bugun belkide yari final sansini konusuyor olabilirdik. Europa Cup ta ceyrek finale kadar gelen ekiplerden Liverpool disinda -ki onlarda son birkac senedeki en kotu sezonlarini yasiyorlar- takimlarimizin kagit ustunde rakip olamayacagi, dise dis mucadele edemeyecegi bir takim yok. Ancak futbol sahada oynaniyor; hakemin bir anlik hatasi, 90. dakikada yenilen bir gol gibi faktorler sonucu belirleyebiliror..

Neyse, Europa Cup ta ceyrek final eslesmelerine goz aticak olursak:

1. Fulham - Wolfsburg*

Ilk bakista gecen senenin Almanya sampiyonu, Europa Cup a bu sezon Sampiyonlar Liginden gelen Wolfsburg un Fulham i rahat gecicegini soylemek mantikli gozukebilir. Ancak gozden kacmayan iki faktor var: ilki Wolfsburg un bu sezon Bundesliga orta siralara demir atmis olmasi, ikincisi ise Fulham in ceyrek finale Juventus gibi kupanin favorilerinden olan bir takimi saf disi birakarak gelmis olmasi.. Tabi sirf bu faktorlerden yola cikmakta yanlis olur. Ancak Fulham in yakaladigi momentum, Wolfsburg un ise bu sezonki vasat hali ortada. Wolfsburg un ceyrek finale Rusya sampiyonu, yakindan tanidigimiz Rubin Kazan i uzatmalar sonunda zorlanarak yenerek cikmis oldugunuda unutmayalim. Fulham genc ve dinamik, Wolfsburg ise ozellikle hucum hattindaki guclu kadrosuyla goze carpiyor. Tabikide Ingiltere Premier Ligi dunyanin en iyi ligi, ancak Fulham cok rahat gol yiyen bir takim. Sahsi gorusum, Fulham Wolfsburgu oldukca zorlayacaktir, ancak Alman disiplini ile kotu futbol oynasada Martins, Grafite, Dzeko gibi golculeriyle sonuca giden taraf Wolfsburg olacaktir. Tahmini zor bir eslesme, ancak kontrolu elinde tutan bir Wolfsburg, Fulham a nazaran daha fazla sahip oldugu tecrubeylede turu gecmeye daha yakin taraf.

2. Hamburg* - Standard Liege

Bundesliga da zirveden uzak olmasina ragmen bu sezon Avrupada bambaska bir Hamburg var. Devre arasinda van Nistelrooy un katilimiyla, yas ortalamasi artmasina ragmen, daha da guclendi Hamburg. Finalin Hamburg da oynanacak olmasida ayri bir motivasyon katiyor mavi siyahlilara. Bir onceki turda Anderlecht ten deplasmanda 4 gol yemis olabilirler, ama acikcasi Standard Anderlecht ten -en azindan bu sene- daha kotu bir takim. Son sampiyon Standard Belcika da 7. sirada ve zirve yarisindan coktan kopmus durumda. Onlarda gerci son umut olan Europa Cup da daha ileri gitmeyi cok isteyeceklerdir. Ancak Anderlecht in aksine, Hamburg karsisinda Standard kapali bir futbolu tercih edecektir buyuk ihtimalle. Ze Roberto, Petric, Jansen gibi teknik ayaklariyla karsinda kapanan bir takim, kendine saldiran bir takimdan daha rahat gelicektir Hamburg a. Finalin Hamburg ta olmasinida ekstra bir faktor olarak goruyor, bu eslesmenin galibi Hamburg olur diyorum.

3. Valencia* - Atletico Madrid

Atletico yu ve sonra Sporting i elemis olsaydi, burda Galatasarayin Valencia karsisindaki sansini konusuyor olacaktik. Atletico Madrid ligde kotu olabilir, ancak hucum hatti hala Avrupanin en iyilerinden. Ote yandan Valencia kendi futbolunu oturtmus, daha komple bir ekip. Valencia bu sezonki istikrari onlari favori yapiyor. Iki Ispanyol takiminin eslesmesi olmasi dolayisiylada takimlarin birbirlerini iyi tanimalari eslesmeye farkli bir boyut katiyor. Ancak bu da Valencia nin lehine bir durum. Atletico nun nasil alt edilebilecegini La Liga da bu sezon cok kez gormus Valencia nin kontrolu eline alarak, ozellikle Mestella da alacagi sonucla turu gececegine inaniyorum. Atletico nun isi oldukca zor.

4. Benfica* - Liverpool

Dort eslesme arasindan tahmini en zor olani belkide bu eslesme. Ortada son birkac yilin en iyi Benficasi, ve tam tersine son birkac yilin en kotu Liverpool u var. Ne olursa olsun, Anfield deplasmani dunyanin en zorlu sayili deplasmanlarindan biridir. Liverpool un sahasinda alacagi sonuc hayati onem tasiyor. Aslinda bu oyle bir eslesme ki iki takimda sahasindaki maclarda favori. Deplasmanda daha dikkatli olabilecek ekip bu turu gecer. Benfica bu sezon Portekiz liginde harikalar yaratiyor, gecen sene sahasinda Galatasaraya yenilen Benfica nin aksine, bu sezon Aimar, Cardozo, Saviola ve Di Maria ile oldukca iyi bir hava yakalamis bir Benfica var. Liverpool un her zaman bir agirligi var evet, ancak bu sezon her dalda sampiyonluga kosan Benfica nin sansi oldukca yuksek. Ibre bu sezonun flas takimi Benfica yi isaret ediyor.

----

Eger eslesmeler tahmin ettigimiz sekilde sonuclanirsa karsimiza yari finalde soyle bir tablo cikacak:

Wolfsburg - Hamburg
Valencia - Benfica

-----------------------------------------------------------

Avrupanin 1 numarali kupasi Sampiyonlar Liginde ise kuralar soyleydi:

1. Lyon - Bordeaux*

Teknik direktor Laurent Blanc, Bordeaux yu son bir kac yilda, neredeyse bastan yaratti. Once duzenli olarak Avrupa kupalarina katildilar, ve en son gecen sene uzun bir aradan sonra Fransa da sampiyonluga uzandilar. Bu sezonda Fransa nin lideri konumunda an itibariyle Bordeaux. Sahsen cok saygi duydugum bir futbol adami Blanc, ve yarattigi takim saat gibi isliyor. Kuskusuz bu eslesmede Lyon u favori yapan bir onceki turda Real Madrid i saf disi birakmis olmalari. Ancak sunu rahatlikla soyleyebilirim ki, bu Bordeaux karsinda ne yapacaklarinin bir olcusu olamaz. Sonuc olarak Real Madrid ve Bordeaux cok farkli iki rakip, hem futbol stili, hem de takim ruhu olarak. Real Madrid 2000 li yillarin basinda Ivan Campos lu, Helguera li, Michel Salgadolu, Raul ve Guti nin altin cagini yasadigi o donem ki takimdan bugun cok uzak. Real Madrid iyi bir 'takim' degil di ve Lyon bir bakima turu Real in bu zayifligini kullanarak gecti. Bordeaux ise bireysel anlamda yetenekli oyunculara sahip olsada, takim oyunu ile var olan bir ekip. Iki Fransiz takimin tarihlerindede sayisiz kere karsilasmis olmasi, birbirlerini cok iyi taniyor olmalari, maclari daha yakin ve mucadeleye dayali gecirecektir. Lyon favori, ancak ben sahsen Bordeaux nun, ve Laurent Blanc in akilli adimlarla Lyon u maglup edip, son yillardaki yukselen grafiklerine bir Sampiyonlar Ligi yari finali ekleyebilecek kapasitede oldugu kanisindayim.

2. Bayern Munich - Manchester United*

Manchester United gercekten cok ilginc bir takim. Belkide dunyadaki en istikrarli takim. Her sezon Avrupada belli bir noktaya gelmeleri, Premier Ligde her sezon zirveye oynamalari gozden kacirilmamasi gereken faktorler. Bayern Munich bu sene biraz toparlandi, ve Sampiyonlar Liginde bir kac yil aradan sonra ceyrek final gordu. Bundan bir onceki turda Bayern in Serie A da bu sezon kayiplarda olan Fiorentina yi zar zor, Manchester in ise ayni ligde bu sezon sampiyonluk mucadelesi veren Milan i oldukca rahat bir sekilde gectigini unutmayalim. Tabi bu, bir bakima capraz, karsilastirma turu kimin gececegine dair saglikli veriler vermiyor, ancak Rooney nin bu sezonki olaganustu formunuda goz onunde bulundurdugumuzda, istikrarin futboldaki tanimi Manchester in Bayern i cok zorlanmadan gecmesini beklemek cok da yanlis olmaz.

3. Arsenal - Barcelona*

Arsenal klasik bir sekilde gencecik kadrosuyla Avrupa da bu turlara artik nerdeyse her sene gelir oldu. Ancak genclerle bir yere kadar. Arsene Wengerin tecrubeli isimlere ihtiyaci var, o da bunu anladi sanki ve Arsenal devre arasinda apar topar eski futbolcusu tecrube abidesi Campbell i yeniden kadrosuna katti. Tecrube gercekten onemli bir faktor, 'genc kani' Arsene Wenger in son yillarda kullanmaya calistigi tek koz. Unutmamak gerekir ki Arsenal, 2006 da Sampiyonlar Liginde final oynadiginda kadrosunda Pires, Henry, Ljungberg ve Bergkamp gibi isimler vardi. Futbolda basari tecrube ve genclik bir takimda iyi harmanlandiginda geliyor; bu cok ta gizli bir formul degil. Barcelona gecen seneki kusursuz futbolundan biraz uzak olsada Messi faktoru bile Barcelona yi favori yapmaya yetiyor, ve en onemlisi Barcelona nasil kazanmasini bilen bir takim, sartlar ne olursa olsun. Arsenal in isi cok zor, bu turu Arsenal gecerse benim icin gercekten surpriz olur. Finalin Madrid, Santiago Bernabeu da olmasi ise Katalanlar icin ayri bir motivasyon kaynagi.

4. Inter* - CSKA

Chelsea yi safdisi birakan Mourinho lu Inter bu sezon ne kadar ciddi oldugunu gosterdi. Bence su an Manchester la birlikte kupaninda favorisi konumundadir Inter. Inter basariya ac bir takim ve Mourinho da bunun farkinda. CSKA icin buraya gelebilmek basari sayilir, Interi alt etmeleri imkansiz.


---

Eger, tahminlerimiz dogru cikarsa yari final eslesmeleri de su sekilde olacak:

Manchester United - Bordeaux
Inter - Barcelona

-------------------------

Avrupada tahminlerimiz bu yonde. Tabi bunlar sadece tahmin. Unutulmamasi gerek bir sey var ki, top yuvarlak..

Thursday, November 26, 2009

Hosgeldin Arda Turan

Yeni yazarimiz Arda Turan'a hosgeldin diyoruz

Premier ligin korkulu dusmani BESIKTAS!!


Hafta ici besiktas deyim yerindeyse son yillarin Premier lig sampiyonunu, Sampiyonlar Ligi sampiyonunu evire cevire, gun gun parlayan panter Rustu sayesinde devirdi.

Helal olsun Besiktas,
Gurur duyduk!!!

Monday, November 23, 2009

Senol Gunes ve Trabzonspor


Her Trabzon'lunun gonulden sevdigi Senol Gunes Trabzonspor ile anlasmis. Bu gidisat Broos'unda sonunu getirdi yani Tranbzonspor iki senede ucuncu hoca ile anlasmis oldu. Gecen seneki Trabzonspor bu sene den kat kat daha iyiydi ve lider konumdaydi. Peki Ersun Hoca'nin su neydi? Yonetime soruyorum gecen sene isyan eden o futbolcular simdi nasil? Kovulmasinin baslica sebebi ise bir kac tane kendini bilmez futbolcunun isyanindan dolayi Trabzonspor takimi cokertmek pahasina Ersun hocanin isine son verdi. Yanal yonetiminde takimda disiplin acisindan hic sorun olmazdi ve Trabzonspor coktandir Yattara'yi bu kadar istekli gormemistir. Ayrica Yanal ayrildiginda takim liderdi ve uc buyuklerle arasinda net bir puan farki vardi. Bununla beraber ne Besiktas gibi ne de Sivaspor gibi Avrupa'ya rezil olmadi.
Yanal yonetiminde Trabzonspor takim oyununu en iyi sahaya suren ve saha disinda da birlik oduklarini yemekleriyle ve mac sonrasi kolbasti oyunlari ile gosterdiler. Simdi ise tum yabancilar uyduruk bir gazeteyi mazeret olarak gostererek isyan etmis durumda, takimda huzur yok, lig de durum kotu ve daha neler neler...
Herkese soruyorum Ersun Hoca bir yil daha kalsa durumlar nasil olurdu veya Broos adli hocaya gosterilen tahammul Ersun Hoca'ya gosterilse kim bilir Trabonspor'un akibeti nasil olurdu?

David Beckham


David Beckham dunyanin en cok kazanan futbolcularindan biri bunu tarismam, ancak en akilli futbolcularindan biri. Bunun yaninda da tam bir pazarlama harikasi. Adam dunyanin en iyi sag kanadi falan degil ancak sovunu cok iyi yapiyor. Frikikleri ile calimlari ile adam mutlu ediyor taraftari. Aslinda Joe Cole'dan ve ya Arjen Robben'den pek de bir farki yok.
Beckham once dunyanin en unlu pop yildizlarin dan biri ile evlendi sonra da reklamlar ve pazarlama dehalari sayesinde hem dunyanin en cok kazanan sporcularindan biri oldu hem de dunya capinda her genc kizin hayallerini susler hale geldi. Rahatca soyleyebilirim ki David Beckham bir sporcudan cok bir pazarlama harikasindan fazla birsey degil.
Eee benimde oyle sacim olsa bende neler neler yaparim.

Sunday, November 22, 2009

Manisa Tarzani


Manisaspor bugun Galatasaray'a cok onemli bir ders verdi, Manisaspor rakibine karsisindakini hicbir zaman kucumsememesi gerektigini bir kez daha hatirlatti. Sahada bulunan Nonda disindaki tum yabanci oyuncular sanki takim oyunundan ve mucadeleden eser gostermediler. Ozellikle Elano'nun bu performansi beni hic ama hic sasirtmadi bile.
Elano kendisini Lincoln'den farkli olarak nitelendirdigini onceden dile getirmisti ancak Lincoln geldigi ilk sezon hem assist krali olmustu hemde cok sayida gol atmisti. Elano efendi kisiliginin arkasina saklanarak gelecekteki uc yil icersinde Lincoln'den de beter olacaginin sinyallerini bu kotu futbolu ile verdi.
Manisaspor tarafi ise doksan dakika mucadele ederek, umudunu kaybetmeyerek tek golun ustune yatmaya calisan Galatasarayi resmen utandirdi. Burun kivrilarak gonderilen Yaser, Servet'e zor anlar yasatti. Manisa'nin ileri uclusu yardimlasmasi ve geriye donusleri ile Galatasaray'a resmen ders verdi.
Bu mac ile Manisa, Ufuk Ceylan'in intikamini da almis oldu.
Rijkaard'in 4-3-3 taktigi sadece Barcelona gibi cok yonlu topcularla gerceklesebilir. Butun dunya 4-3-3 den uzaklasirken Rijkaard'in hala bu taktikteki israrini anlayamiyorum. Orta saha ile ileri hat arasinda bu kadar bosluk kalirken Galatasaray ancak zayif takimlari yenebilir. Nitekim sene basindada bunuda yasadik. Bence ugur-sabri ikilisi sag kanadi ileri geri kullanarak hem defansi saglama alir hemde mucadele ve hirs ile ileridede faydali olabilirler.
Keita her 10 topdan 8'ini kaybederse sinirli faydalar saglayabilirler. Orta sahada ise hem Topal hemde Mustafa Sarp oynarsa hem fazla defansif hemde yeterli derecede ileriye yardim edemezler.

Daha neler neler var ama simdilik bu kadar..